Reenkarnasyon (Tenasüh/Ruh Göçü) İnancı
- Arapçaya Dair Her Şey - 11 Ocak 2022
- İlahi Dinlere Göre Başörtüsü Meselesinin Değerlendirilmesi - 10 Ocak 2022
- Arapça Sözlük Kullanım Teknikleri - 8 Aralık 2021
Reenkarnasyon inancı köklerini Hinduizm ve Budizm gibi dinlerden alsa da farklı isimler altında tarihin her döneminde inanç sistemleri içinde yer bularak günümüze kadar gelmiştir. Bu tür düşüncelerin dünyanın değişik yerlerinde savunucuları bulunduğu gibi az da olsa günümüz Türkiye’sinde de müntesipleri mevcuttur. Reenkarnasyon kelime anlamı itibariyle “yeniden doğuş, tenasüh, ruh göçü” anlamına gelmekte ve başlangıcı olmayan bir ölüm-doğum döngüsünü dile getirmek için kullanılmaktadır.

Kökleri itibariyle Hinduizm’deki Karma inancına dayanan ve daha sonra Caynizm ve Budizm gibi dinlerce de kabul edilen reenkarnasyon, insanın ölümünden sonra yeni bir bedenle dünyaya dönmesi ve bu döngünün insan mükemmelleşene kadar devam etmesidir. Yani burada bir tekâmül sürecinden bahsedilmektedir. Yeniden doğuş ya da ruh göçünün nasıl olacağı, bu görüşü kabul eden topluluklara göre farklılaşmaktadır. Bazılarına göre bunun insandan insana oluşu ileri sürülürken, bazılarında insandan hayvana, hayvandan insana ya da insandan herhangi bir cansız cisme geçeceği şeklinde farklılaşmaktadır. Çünkü bu inancın özünü Hinduizm’deki Karma inancı oluşturmaktadır.
Karma inancından kısaca bahsedecek olursak, fiil davranış gibi anlamlara gelen Karma’ya göre, her şey sebep-sonuç ilişkisi etrafında işleyen bir determinizme göre meydana gelir, tam anlamıyla insanın özgür iradesi yoktur. Dolayısıyla insanın gelecekte nasıl bir hayat süreceğini geçmiş yaşantısı ve fiilleri belirler. İnsanın bugün sürdürdüğü hayat, geçmişte sürdürmüş olduğu iyi ve kötü hayatın bir sonucudur. Bugünün zenginleri geçmiş yaşamlarındaki iyiliklerine mükafat olarak keyif sürerken, fakirler de geçmiş yaşamlarındaki kötülüklerin cezasını çekmektedir. (Determinizm: Belirlenmiş olayların gerçekleşmelerinin zorunlu olduğunu öne süren öğretidir)
İslam kültüründe reenkarnasyon için tenasüh kavramı kullanılır. Tenasühü kabul edenler ruh-beden bütünlüğünü inkâr ederler ve ruhun bedenden bağımsız olarak ebedi olacağını düşünürler. Ruh, tekamüle erinceye kadar bedenler arası dolaşır dururlar. Tekamüle erince tüm bedeni alakalarından bağını koparırlar. Ruhun üç farklı şekilde reenkarnasyonu söz konusudur. Bunlarda farklı kavramlarla adlandırılmışlardır. Ruhun bir insan bedenine geçmesine “Nesh”, bir hayvan bedenine geçişine “Mesh”, cansız varlıklara geçmesine ise “Fesh” denmektedir. Ruh hak ettiği cezanın derecesine göre insan bedenine intikal edinceye kadar diğer varlıkların bedenlerinde dolaşır.
Reenkarnasyon-Tenasüh kavramlarının ortak noktaları ikisininde ruhun yeniden doğuşunu kabul etmiş olmalarıdır. Ancak mahiyetleri itibariyle birbirlerinden farklılık arz ederler. Reenkarnasyonda cezalandırma veya mükafatlandırma yoktur. Eksik kalan, tekamüle eremeyen ruh yeniden dünyaya gelir ve gelişimini tamamlamaya çalışır. Tenasühte ise ceza ve mükafat esasına göre dünyaya geliş ve hayvan bedenlerine geçiş yoluyla bir düşüş söz konusudur. Reenkarnasyon da insan, hayvan bedenine intikal etmezken tenasühte bu mevcuttur.
Reenkarnasyon inancının kabulü, İslam ahiret inancının inkârı anlamına gelir. Zorunlu bir ölüm-yeniden doğuş döngüsü kabul edildiği için de bireyin kimlik ve kişiliğinin de inkârı söz konusudur. Reenkarnasyonun ortaya çıkmasında ölümsüzlük isteği, zulüm, haksızlık ve eşitsizliklerin telafisi ve materyalist düşüncenin sunduğu yaşam tarzından bıkan insanların çareyi ruhçu akımlarda aramayı denemesi etkili olmuştur.
Tarihte Eski İranlılar da olduğu gibi, Pisagor ve Eflatun gibi düşünürlerde de ruh göçüne rastlanmaktadır. Bu terimin en eski tarihini de Hint felsefesine kadar götürmek mümkündür. Bazılarına göre de Mısırlılar bu öğretiden bahseden ilk topluluktur. Eski Mısırlılar, öldükten sonra, kötülükleri ağır gelenlerin hayvan bedenlerine sokularak tekrar dünya hayatına döndüğüne inanıyorlardı. İyi ruhlar ise uzun bir cennet hayatından sonra yeniden imtihana tabi tutulmak üzere dünya hayatına döndürülebilirdi. Aslında Mısırlardaki reenkarnasyonun amacının Firavun[16] inancına dayandığı aşikardır. Firavunu ölümsüzleştirmek ve başka bir Firavun’un bedeninde döndürmek fikri onların hayat felsefesine birebir uymaktaydı.
Mısır da eğitim alan Pisagor tarafından Yunanlılara bu fikrin götürüldüğü ancak asıl etkisini ise Hint dinlerinde hissettirdiği ifade edilmektedir. Hindistan’daki Kast sisteminin de bu inanca bu kadar inanılmasının etkisi büyüktür. Dünya yaşamında sınıfı değiştiremeyen yeniden gelince daha üst tabakaya yükselebilir. Bu şekilde bu düzene isyan etmeden yaşamak mümkün kılınmıştır. Buna benzer yaklaşımlar Budizm, Sihizm ve Caynizm gibi dinlerde de mevcuttur.
Budizm’e göre, ölüm, dünyaya yeniden gelmek için bir başlangıçtır. Yeniden gelişte ruh bazen insan bazen hayvan bedeninde hayatını sürdürür. Sonunda gelişerek Nirvana‘ya yani eksiksiz duruma ulaşır. Bu sayede geçirdiği acılı süreçler sonucunda sonsuz mutluluğa erişir. İnsan Nirvana’ya ulaşınca Buda haline gelir. Bir kere yaşamak yeterli değildir. Olgunlaşıncaya kadar gidip gelinmelidir. Buda tekamülün varlığının bu inancın temel algoritması olduğunu bize göstermektedir. Bu inancın temeli de yine Karma inancına dayanmaktadır.
Esasında bütün Semavi dinler reenkarnasyonu reddetmiştir. İslam dini de bu inancı kesin bir dille reddeder. Ancak yine de bu dinlerin bazı fırka ve gruplarında tenasüh inancının izleri görülmektedir. Kimi Yahudi ve Hristiyan tarikatlarda da bu inanca rastlanmaktadır. Tenasühe inanan İslam öncesi topluluklar arasında Sümeniyye, Maniheistler sayılabilmektedir. İslam düşüncesi içinden tenasühe inanan gruplar arasında ise Beyaniyye, Cenahiyye, Hattabiyye ve bazı aşırı Şii fırkaları ile Mutezile’den birkaç isim sayılabilir.
Karmatiler, Kamiliyye, Mansuriyye gibi aşırı Şii fırkalarda bu inanca rastlamak mümkündür. Ayrıca Şia ve Şia ile irtibatlı fırkalardan İsmaililer, Nusayriler, Dürziler ve Yezidilerin de ruh göçüne inandıkları bilinmektedir.
İsmaililer ruhun hayvan vücuduna intikal ettiğine inanmazlar, ruhlar imamı tanıyıncaya kadar gidip gelirler ve sonra bu ruhlar nur alemine yükselirler demektedirler. Hulüle inanan, cennet ve cehennemi dünyada arayan Nusayrilere göre de, Nusayri olmayanlar ve kendi mezheplerindeki günahkarlar, Yahudi, Sünni Müslüman veya Hristiyan olarak dünyaya döneceklerdir. Aynı zamanda Nusayrilere göre Hz. Ali’yi tanımayan ve sevmeyenler eşek, köpek ya da yılan suretine girerler, gerçek Nusayrilerin ruhları ise yıldızlara dönüşerek nurlar alemine yükselmektedir.
Anadolu’daki Alevi ya da Bektaşi inançlarında reenkarnasyonu akla getirecek anlatımlar mevcut olmakla birlikte bu inancı en canlı biçimde taşıyanlar Nusayriler olmuştur. Bazı ilkel kabileler ve yerli halklarda da günümüzde tenasüh inancının mevcudiyetine rastlanmaktadır. Afrika’daki yerli kabileler, ABD’deki bazı kurum ve derneklerin de bu konuyla yakından ilgili olduğu bilinmektedir. Günümüzde artan internet ve sosyal medya kullanımı artışına paralel olarak da birçok popüler insanın bu inanca sahip olduğu ve insanlara da bu fikri yaymaya ve aşılamaya çalıştığını görmekteyiz.
İslam’a reenkarnasyon, tenasüh ya da ruh göçü yoktur. Kuran’a bütüncül yaklaşıldığında reenkarnasyon iddialarının kesin bir dille reddedildiği görülmektedir. Kuran’da geçen ayetlere batini anlamlar yüklenerek ve çarpıtılarak reenkarnasyon desteklenmeye çalışılmaktadır. Ancak İslam dininde ölümden sonra yeni bir bedenle dünyaya dönüş kesinlikle söz konusu değildir, öldükten sonra diriliş ahirette olacaktır ve orada ebedi olarak sürecektir.
Reenkarnasyona dair Kuran’ı batini yorumlara tabi tutanlar aşırı Şii fırkalardır. Kuran’da bu manada delil gösterdikleri çok ayet mevcuttur ancak sıklıkla başvurdukları ayetlerden birisi de “Siz cansız iken sizi dirilten Allah’ı nasıl inkâr ediyorsunuz? Sonra sizleri öldürecek, sonra yine diriltecektir. En sonunda ona döndürüleceksiniz.” ayetidir. Ancak bu ayette bir kez ölme ve dirilme vardır ve reenkarnasyona delil olamaz. Burada kastedilen insanın yaşamı sonundaki ölümü ve ahiretteki dirilmesidir. Ayrıca Kuran’da insanın hakiki anlamda ilk ölümünün dışında bir ölüm tatmayacağı açıkça ifade edilmektedir.
Reenkarnasyonun akıl-bilim açısından da tutarsızlıkları mevcuttur. Reenkarnasyon düşüncesi ruh-beden ilişkisini tutarlı bir zeminde açıklayamamıştır. İnsan ruhunun bedenini terk ettikten sonra bir başka bedenle nasıl ilişkiye girdiği ve varlığını sürdüreceği bedeni neye göre seçtiği hususu açıklanabilmiş değildir. Bu seçim rastgele ve keyfi bir seçimdir. Ayrıca insanı bir bütün olarak değerlendirmez, bunun yerine düalist bir yaklaşımı benimser bu da akli temelden yoksun bir bakış açısıdır.

Hafıza meselesi tenasühçü görüşün çözemediği önemli sorunlardan bir diğeridir. Bir kişinin önceki hayatına ilişkin hiçbir şey hatırlamadığını ama yine de yeniden doğuşun evrensel bir yasa olduğunu söylemenin makul bir açıklaması yoktur. Geçmişe ilişkin hiçbir şey hatırlamıyorsa ve ona ilişkin bir hatıra yoksa bunların aynı kişiler olduğunu düşünmek mümkün değildir. Eğer ruh bedenden bağımsız olarak varlığını sürdürebiliyorsa geçmişe dönük hatıralarının olması gerekirdi. Çünkü beden değişse de ruh değişmemektedir.
Reenkarnasyon düşüncesinin dayandığı esaslardan biri de adalet ilkesidir. Hayatta tam anlamıyla adalet ve eşitliğin gerçekleşmediği ve bunun sağlanması için yeniden bedenlenmenin gerekli olduğu düşünülmektedir. Reenkarnasyon düşüncesi ahlaki açıdan da pek çok tutarsızlık barındırmaktadır. Bütün yaratılanların en şereflisi olan bir insanın, sürüngen hayvanlar konumuna indirgenmesi hiçbir ahlak ilkesiyle izah edilemez. Tenasüh inancı, çağdaş dünyada bilimin ortaya koyduğu gerçeklere de aykırı düşmektedir. Genetik bilimleri DNA ve Gen araştırmaları, artık çocuğun anne babasının bir parçası ve onun devamı olduğunu söylemekte onlara ruh kabiliyet açısından da benzediğini ifade etmektedir. Bu bakımdan reenkarnasyon modern bilimin ispatlarına da aykırıdır.
Ruhların belirli bir sayıda olduğu şeklinde temel bir varsayımı içermiş olmasından dolayı nüfus artışı olgusunu da izah edememesi bu öğretinin tutarsızlığını bir kez daha bizlere göstermektedir.
Bu makaleyi okuyanlar için tavsiye yazılar:
Tenasuh veya Reenkarnasyon Üzerine Bir Değerlendirme
Müslüman ve Hristiyan Teolojisinde İman ve Akıl Fenomenleri
Kaynaklar
TDV İslam Ansiklopedisi, Reenkarnasyon Maddesi.
Wikipedia, Reenkarnasyon Maddesi.
Dinler Tarihi El Kitabı, Grafiker Yayınları, ed. Baki Adam, İstanbul, 2010.