e-Medrese

İlahi Dinlere Göre Başörtüsü Meselesinin Değerlendirilmesi

10.01.2022

İlahi Dinlere Göre Başörtüsü

Pek çok din ve kültürlerde varlığını sürdüren kadınların başlarını örtme geleneğinin ilk defa ne zaman başladığı tam olarak bilinmemektedir. Ancak, arkeolojik kazılar ve bilimsel veriler, bunun, insanlık tarihi kadar eski bir gelenek olduğuna işaret etmektedir Tüm ilahi dinlerde başörtüsünün bulunduğu, İslam’dan önce İran, Bizans ve Hint medeniyetlerinde yaygın bir uygulama olduğu, bunlara ait dinsel ve tarihsel metinlerden açıkça anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, Kur’an’ın genel anlamda örtünmeye olduğu gibi başörtüsüne yaklaşımı da farklı olmuştur.

İslam öncesi kutsal metinlerin İngilizce çevirilerinde, başörtüsü için kullanılan kelime veil’dir. Veil, Kur’an’daki humur kelimesiyle hemen hemen aynı anlam çerçevesine sahiptir. Bir farkla ki, veil, başı ve omuzlan örtmekle beraber yüzü örten peçeyi de ihtiva etmektedir.

Tevrat’ta ve Yahudi Rabbinik Literatürde Başörtüsü

Elimizdeki Tevrat metinlerinde, kadının başını örtmesiyle ilgili doğrudan bir hükmün varlığını bilmiyoruz. Ancak, Tevrat’ta pek çok hadise anlatılırken, başörtüsü ve peçeye atıfta bulunulmuştur. Kaldı ki, Yahudi geleneğinde bir hükmün dini olabilmesi için Tevrat metninde yer alması şart değildir. Rabbinik literatürün tamamı dinin en önemli kaynaklarıdır. Yahudi Rabbinik literatürde başörtüsünün, nasıl, hangi sebeplerle ve hangi bağlamlarda yer aldığına göz atalım:

Hz. Musa’nın Kullandığı Örtü ve Peçe

Hz. Musa, Sina dağında on emri alıp halkına döndükten sonra yüzü peçeyle örtülüdür.  Yahudilerin gerek günlük hayatta gerekse ibadet esnasında kafalarını bir şekilde örtmelerinin, bilhassa ibadet esnasında yüzlerine bir örtü almalarının temelinde, Hz. Musa’nın bu hareketi yatmaktadır. Bazılarına göre, Musa’nın yüzünü peçe ile örtmesinin sebebi, insanlara Allah’ın kelamını naklederken kendi şahsiyetini gizlemek istemesidir.

Hz. İshak’ın Hanımı ve Hz. Yakub’un Annesi Rebeka’nın Örtüsü

Hz. İbrahim, oğlu İshak’ı Kenanlılardan biriyle evlendirmek istemiş, kölesi Eliyezer’i Mezopotamya’ya kendi akrabalarına, oğlu İshak için bir eş bulmaya göndermiştir. Eliyezer, İbrahim in yeğeni Betuel’in kızı Rebeka ile karşılaşmış, İbrahim’in teklifini kabul etmiştir. Rebeka gözlerini kaldırıp İshak’ı görünce peçesini alıp götürdü.

Bu Yahudilik geleneği içinde farklı yorumlanmıştır. Rebeka, Mezatopamya veya Kenanlıların adetine örtünme ihtiyacı hissetmiştir. Bazılarına göre başörtüsü ve peçenin evlilikle olan bağlantısına işaret etmişlerdir. Buna göre peçe ve başörtüsü kadının evlenirken kullandığı bir şeydir.

Yahuda’nın Gelini Tamar’ın Örtüsü

Yahuda, Kenanlı bir adamın kızıyla evlenmiş ve ondan Er, Onan ve Şela adında üç oğlu olmuştur. Yahuda, oğlu Er için Tamar da bir gelin almış; ancak, kısa bir müddet sonra Er ölünce Onan’la evlenmiş, o da ölünce, üçüncü oğlu Sela’nın büyümesi için babasının evinde dul olarak beklemektir. Şela büyüdüğü halde kendisine talep gelmediğini gören Tamar, kayın pederinin Timnat’a doğru yola çıktı. Tamar onu görünce peçesiyle örtündü. Ve Yahuda onu kötü kadın sandı, çünkü yüzünü kapamıştı.

Yahudi geleneğinde başörtüsü asalet ve üst statü ifadesidir. Bazı kötü kadınlar, asil görünmek için zaman zaman başörtüsü ve peçe kullanma yoluna gitmişlerdir. Yahuda’nın Tamar’ı yüzünü örttüğü halde kötü kadın sanması bu sebepledir.

Hz. Yakub’un Hanımı Hz. Yusuf’un Annesi Rahel’in Örtüsü

Hz. Yakub, Rahel ile karşılaşmış ve sevmiştir. Rahel’i dayısından almak için yedi sene ona hizmet etmiştir. Ancak dayısı Rahel yerine büyük kızı Lea’yı verir. Burada herhangi bir örtüden söz edilmemektedir. Ancak yorumcular, dayısının Yakub’u bu şekilde aldatmak için örtü ve peçe kullandığına işaret etmişlerdir.

Babil Kızı ve Kildaniler Kızına Hitapta Yer Alan Örtü

Tevrat’ta doğrudan başörtüsü ve peçe takılmasını emreden yahut takılmamasını günah telakki eden bir hüküm söz konusu değildir. Tevrat’tan önce de bu uygulama kadim bir gelenek olarak yerini almıştır. Ancak, Tevrat’ın bazı hadiseleri anlatırken başörtüsüne atıfta bulunması, bunun Yahudi geleneği içinde dini bir mahiyet kazanmasına yetmiştir. Zira tarih boyunca, kutsal metinlerin atıfları bir çeşit kabul hatta ilahi bir buyruk olarak telakki edilmiştir. Bu sebeple Tevrat’tan sonra oluşan Rabbinik literatürde başörtüsü çok daha farklı bir şekilde yer almıştır. Rabbinik kanunlarına göre başı açık evli bir kadının bulunduğu mecliste dua ve ayin yapmak yasaktır.

Bütün bunlar, Yahudi geleneğinde kadınların dini inanç; gereği başlarını örttükleri ve bunun oldukça katı kurallara bağlandığını göstermektedir. Bu uygulama 19. asrın başlarına kadar devam etmiştir. 19. asrın seküler ortamı ve Yahudi ırkının dünyadaki konumu pek çoğunu başlarını açmaya icbar etmiş, bazıları da başörtüsü yerine peruk takmayı ihdas etmiştir. Bugün Avrupa’nın her tarafında yaşayan Hasidi Yahudi kadınlarının tamamı peruk kullanmaktadır. Ancak, diğer Yahudi kadınları sinagog dışında başlarını kapatmazlar.

Bütün görüş ve düşünceleri birleştirdiğimizde ortaya çıkan yorumları üç ayrı grupta mütalaa edebiliriz:

1. Bazılarına göre, başörtüsü saygınlık ve soyluluk alametidir. Kadının kendisine saygısını ve sosyal statüsünü ifade etmek için emredilmiştir. Bu sebeple, alt sınıflara mensur olan kadınlar aristokrat tabakaya benzemek için başörtüsü takmışlardır. Tevrat’ta geçen Yahuda’nın gelini Tamar’ın örtüsü böyle yorumlanmıştır.

2. Bazı yorumculara göre, başörtüsü, iffetin sembolüdür. Yukarıda geçen Rebeka’nın örtünmesi böyle bir örtünmedir.

3. Bir yoruma göre, başörtüsü, pagan kültüre karşı tavır almak için bir simge olarak kullanılmıştır. Bilhassa sonraları Hıristiyanlıkta böyle bir anlam kazanacaktır.

4. Bir diğer yoruma göre ise, başörtüsü, kadının kocasına aidiyetinin simgesidir; zira bu aidiyet kutsal bir aidiyettir. Bu görüşte olanlar, başörtüsünü sadece evli kadınlar için gerekli görmüşlerdir. Hz. Yakup’un hanımı Rahel’in örtüsü böyle yorumlanmıştır. 

İncil ve Hristiyanlık Geleneğinde Başörtüsü

Bütün Hristiyan ikonalarında müşahede edildiği üzere, Meryem Ana’nın başı örtülüdür. Bütün rahibeler asırlarca bu uygulamaya sıkı sıkıya bağlı kalmış ve bugün de bağlı kalmaya devam etmektedir. Bir tespite göre, 3. asırdan itibaren rahibeler bunu İsa ile olan manevi evliliğin bir sembolü olarak görmüşlerdir. Denilebilir ki, başörtüsü, Hıristiyanlıkta tamamen dini bir muhteva kazanmıştır.

İncil de başörtüsüyle ilgili pasajlar, Yahudi Rabhinik literatürde yer alan ifadelerden çok daha ağır olmuştur. İncil metni başörtüsünü hiçbir ilahi dinin metinlerinde görülmeyen bir sebebe, kadının yaratılışına bağlamıştır

Başörtüsü konusu, İncil in ilk dört kitapçığında (Matta, Yuhanna, Markos ve Luka) yer almaz. Ancak, Mektuplar bölümünde Pavlus’un Korintlilere gönderdiği Birinci Mektub’un 11. Bab’ı, baş örtme konusuna tahsis edilmiştir. Başörtüsü hükmü, kadının yaratılışına bağlanmakta ve onun yaratılış itibarıyla erkekten sonra geldiği vurgulanmaktadır. Erkeğin kadın için değil, kadının erkek için yaratıldığı söylenmiştir.

Görüşleri başörtüsü örneği özelinde dört ayrı başlık altında inceleyelim:

1. Kitab-ı Mukaddes’in tamamını tarih ve kültürler üstü kabul eden anlayışa göre Korintlilere yazılan bu mektup, Pavlus tarafından yazılmış olsa da, yazımı esnasında Pavlus’un zihni Kutsal Ruh tarafından yönlendirilmiştir.  Buna göre, kadının yaratılış kanunu gereği erkekten sonra gelir. Kadının dua sırasında erkeğe boyun eğmesi gerekir. Kadının boyun eğiş işareti olarak başını örtmesi gerekir. Başını örtmüyorsa saçını kestirmesi gerekir.

2. Birinci görüşün tamamen aksine, bazıları da, Kitab-ı Mukaddes’in, yazıldığı dönemin kültürünü yansıttığını, kendi tarihsel çerçevesi ile sınırlı olduğunu savunmuşlardır. Buna göre; başörtüsüyle ilgili hüküm günümüze uygun olmayan kültürel bir adeti yansıtır. Kadının erkeğe boyun eğmesi modası geçmiş bir Yahudi adetidir.

3. Kitab-ı Mukaddes’i kısmen evrensel kısmen tarihsel kabul edenler, yani bazı hükümlerinin tarih ve kültürler üstü bazılarının ise yerel adetlerden ibaret olduğunu savunanlar ise, başörtüsü konusunda hangi unsurun ilke, hangisinin adet olduğu konusunda farklı iki görüş serdetmişlerdir: Bazılarına göre, kadının erkeğe boyun eğmesi ilkesi kültürler üstüdür; ancak, bunu dışa vurma hiçimi adettir, değişebilir. Yani kadın bu ilkeyi mutlaka başını örterek ifade etmek durumunda değildir. Bazıları ise, hem kadının erkeğe boyun eğmesini, hem de bunu başını örterek ifade etmesini ilke olarak kabul etmiş; ancak, başını örtme biçimini adetlere bırakmıştır. Mesela kadın, bunu kafasına bir şapka alarak da ifade etme yoluna gidebilir.

4. Bunların dışında, hangi unsurun evrensel ilke hangisinin tarihsel bir adet olduğu hususunda tereddüde düşenler, “alçak gönüllülük” ilkesine müracaat etmişlerdir.

Görüldüğü gibi, fenomenolojik yorum açısından başörtüsüyle ilgili hükmün hikmetini tespit ederken hem metnin bizzat kendisine hem de metin dışı unsurlara müracaat edilmiştir. Metnin kendisinde yer alan gerekçeler, kadının yaratılışına bağlanmıştır. Yaratılış kanunlarına dayandırma, Tanrı’nın insanla yaptığı bir antlaşmanın şartlarını yansıtır. Yaratılış kanunlarının köklerini insanı Tanrı’ya karşı olan temel sorumluluğundadır. Bazıları da hükmün sebebini ve hikmetini metin dışı unsurlarda aramıştır. Pavlus, Mesih inanlıları olan kadınları diğerlerinden ayıracak bir simge kullandı; o da başörtüsü idi.

Kur’an ve İslam Geleneğinde Başörtüsü

Kadınların başlarını örtmesi, Kur’an’la başlayan “nevzuhur” bir olgu değildir. Yüzyıllarca uygulanan bir gelenek olmuş ve Kur’an yeni bir hüküm getirmek yerine; ahlaki hedeflerine uygun olarak başörtüsünün takılış biçimine çekidüzen vermek suretiyle onun varlığını sürdürme yoluna gitmiştir.

Kur’an’ın başörtüsüne yüklediği anlam, İncil’in yüklediği anlamdan tamamen farklıdır. Kur’an’a göre, kadınlar hakkında böyle bir hükmün vazedilmiş olmasının, ‘yaratılış kanunu’yla hiçbir ilgisi yoktur. Kadının başını örtmesini erkeğe boyun eğişinin sembolü olarak göstermek ise, bırakın Kur’an’ın böyle bir şeye ima ile de olsa işaret etmesini, kadın konusunda en olumsuz düşüncelere sahip müfrit yorumcuların bile aklından geçmemiştir.

Kur’an’da, genel anlamda kadının ve erkeğin, özel anlamda ise kadının örtünmesi (tesettür) ile ilgili birçok ayet yer alsa da, kadınların başlarını örtmeleri sadece bir ayette ifade edilmiştir (24. Nur, 31). Kur’an’da başörtüsü, tamamen evrensel bir ahlak ilkesinin tatbiki için gerekli görülen tesettürün bir parçası olarak yer almıştır. Kur’an tesettürle ne Hint medeniyetinde olduğu gibi riyazeti, yani nefsi öldürmeyi ve ruhbanlığı amaçlamıştır; ne de onu erkeğin kadın üzerinde hükümranlık vesilesi olarak görmüştür.

Yorumları metin merkezli yorumlar ve metin dışı yorumlar olmak üzere iki kısma ayırmak mümkündür:

1. Metin merkezli yorumlar gayet açıktır. Buna göre Allah daha önce de geçtiği gibi hem erkeğe hem ele kadına gözlerini haramdan sakınmalarını ve iffetlerini korumalarını emretmiş: kadınlara cazibe güzelliklerini teşhir etmemesi için de başının örtmesi emredilmiştir.

2. Başörtüsünün hikmetini metin dışı unsurlarla yorumlayanlar, başörtüsünün emredilmesinin asıl sebebi, Müslüman özgür kadınları, köle kadınlardan ayırt etmek gibi, kamusal alana yönelik bir düzenlemedir.

Ülkemizde başörtüsü yasağının yoğun olduğu zamanlarda yazılan bazı yazılar Kur’an’ın bu emrini Peygamber döneminin sosyokültürel şartları ile izah ederken, bazıları da söz konusu ayette geçen humur kelimesinin etimolojik kökenini ve anlam çerçevesini masaya yatırarak, böyle bir emrin Kur’an’da olmadığını ispatlamaya çalışmıştır. Bazıları hükmün bağlayıcı bir emir değil, tavsiye niteliğinde olduğunu söylemiştir.

Sonuç ve Değerlendirme

Kadınların başlarını örtmesi geleneği, insanlık tarihi kadar kadim bir uygulamadır.

Tevrat’ın, baş örtmeye, büyük kadınlara atıfta bulunarak yer vermesi, onu onaylaması anlamına gelmiş; Rabbinik literatürün oluşturduğu Yahudi geleneğinde başörtüsü hukuki bir boyut kazanmıştır. Önceleri iffet, pagan kültüre tepki ve evlilik alameti olarak görülen başörtüsü, zamanla statü farkını ifade eder hale gelmiştir.

Başörtüsüne dini bir mahiyet kazandırarak bünyesine alan gelenek, Hıristiyanlık olmuştur. 3. asırdan itibaren Hz. İsa ile manevi evliliğin sembolü olarak kabul edilen başörtüsü, Pavlus’un mektupları ile yaratılışın ve düzenin bir parçası haline getirilmiştir.

İslamiyet’in başörtüsüne yüklediği anlam ise, dini/taabbudi veya hukuki olmaktan çok, ahlakidir. Kur’an, başörtüsünü, sadece ahlak için gerekli kabul ettiği tesettürün tamamlayıcı bir unsuru olarak görmüştür.

Hiçbir giysi, başörtüsü kadar güçlü, kadim bir tarihe ve zengin sembolik anlamlara sahip olmamıştır. Bu giysinin modern zamanlarda bir yasak ve dışlanmışlıkla karşı karşıya kalması, onun sembolik anlamlarını daha da arttırmış ve bu gidişle arttırmaya devam edecektir.

Bu makaleyi okuyanlar için tavsiye yazılar:
İlahi Dinlere Göre Başörtüsü
Eski Mezopotamya’da Başörtüsü Kullanımı Üzerine

Hristiyanlık Dininin Tarihsel Gelişimi

Kaynaklar ve Referanslar

TDV İslam Ansiklopedisi, Tesettür Maddesi.
Wikipedia, Başörtüsü Maddesi.

[1] https://islamansiklopedisi.org.tr/ortunme
[2] https://tr.wikipedia.org/wiki/Persler
[3] https://tr.wikipedia.org/wiki/Bizans_%C4%B0mparatorlu%C4%9Fu c
[4] https://tr.wikipedia.org/wiki/Hindistan
[5] https://islamansiklopedisi.org.tr/tesettur
[6] https://islamansiklopedisi.org.tr/tevrat
[7] https://islamansiklopedisi.org.tr/yahudilik
[8] https://tr.wikipedia.org/wiki/Rabb%C3%A2n%C3%AE_Yahudilik
[9] https://islamansiklopedisi.org.tr/musa–peygamber
[10] https://islamansiklopedisi.org.tr/sina
[11] https://islamansiklopedisi.org.tr/ibrahim–peygamber
[12] https://islamansiklopedisi.org.tr/ishak
[13] https://tr.wikipedia.org/wiki/Kenan
[14] https://tr.wikipedia.org/wiki/Mezopotamya
[15] https://tr.wikipedia.org/wiki/Rebeka
[16] https://tr.wikipedia.org/wiki/Yehuda_(Beni_%C4%B0srail)
[17] https://islamansiklopedisi.org.tr/yakub
[18] https://tr.wikipedia.org/wiki/Rahel
[19] https://tr.wikipedia.org/wiki/Hasidik_Yahudilik
[20] https://tr.wikipedia.org/wiki/Sinagog
[21] https://islamansiklopedisi.org.tr/hiristiyanlik
[22] https://islamansiklopedisi.org.tr/meryem
[23] https://islamansiklopedisi.org.tr/isa
[24] https://tr.wikipedia.org/wiki/Pavlus
[25] https://tr.wikipedia.org/wiki/1._Korintliler
[26] https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/N%C3%BBr-suresi/2822/31-ayet-tefsiri

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.