e-Medrese

Hz. Peygamber Öncesi Mekke ve Arabistan

10.09.2020

Tüm değerlerin askıya alındığı ve insanın değersizleştiği bir zaman düşünün… İnsanlığa ve insan olmaya değer atfedilmediği bir zaman dilimi… Ahlak ilkelerinin, hak ve hukukun toz toprak olup çizmeye bulandığı, fuhuş ve aşırılığın, günah ve hadsizliğin baş tacı edildiği bir devir… Kepazeliğin, pespayeliğin nezle gibi bulaştığı, idrak ve duygunun bloke edilip duyuların şaha kalktığı bir dönem… İşte 7. Asrın Arap Yarımadası’nın içinde yaşadığı evre böyledir.

Şu bir gerçek ki İslamiyet’in değerini idrak edebilmek için İslamiyet öncesi genelde dünyayı, özelde Arap Yarımadası ve Mekke’yi tanımak büyük önemi haiz. Elimizdeki bu kitap Siyerin Gölgesinde adlı projenin ilk kitabı: Hz. Peygamber Öncesi Mekke ve Arabistan. Hüseyin Alan imzasıyla Beyan Yayınları’ndan çıkmış. Konusu ise bahsettiğimiz İslamiyet öncesi Arap toplumunu her açıdan detaylıca değerlendirip vahyin nüzul ettiği zemini iyi tanıyabilmek.

Kitabımızı tanıtmaya başlamadan öce Siyerin Gölgesinde adlı projeyle ilgili bir şeyler söyleyecek olursak; en temelde Hz. Muhammed (s)’in hayatına ve yaşantısına dair çeşitli analizleri konu edinir. Amacı; elçilik görevini yüklendikten sonra Efendimizin tevhidî temelde çevresiyle kurduğu sosyal, ekonomik, siyasi ve kültürel ilişkilerini geniş bir biçimde tahlil etmeye çalışmaktır. O bakımdan proje serisi, işlenecek konularda Efendimizin sevgi ve nefreti anlamında tepkilerini, toplumsal çerçevedeki tavırlarını ve bütün olarak yapıp ettiklerinin neye dayandığını açığa çıkarmaya gayret etmektir.

Elimizdeki kitapta Efendimizin yetiştiği sosyal çevre ve toplumsal yapı, en yakın kuruluş tarihinden başlatılarak anlatılmaya çalışılmış. Böylece Peygamberin doğumuna kadar yaşadığı dönemi de kapsayan risalet öncesi devre bu ilk ciltte yer verilmiş. Risalet davasını ve hedefini doğru kavramak için öncelikle Mekke şehir toplumunu, şehre kimliğini veren ve damgasını vuran Kureyş’i iyi tanımak ne kadar önemli ise de, orada olup bitenleri yerli yerinde anlamak o kadar önemlidir. Bu bakımdan vahyin ilk muhataplarının siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel ve estetik yapısına, toplumsal ve kurumsal vaziyet alışlarına dair yeterli bilgileri aktarmak ve bu bilgileri analiz edip değerlendirerek bir sonuç üretmek hedeflenmiş.

Kitabın bu genel içeriğinden sonra usulüne dair bir şeyler söyleyecek olursak; kitabımızda klasik siyercilerin takip ettiği usulden farklı bir durum söz konusudur. Şöyle ki; siyer kitaplarının hicri birinci yüzyıldan sonra yazılmaya başlandığını hatırlarsak, onların peygamber hayatını aktarırken ona dair buldukları rivayetleri güçlü ya da zayıf demeden derlemeye gayret gösterdikleri görülür. Bundan maksatları, rivayetlerin tümünü okuyucuya sunmak, bilgilerin değerlendirmesini okuyucuya bırakmak olmalıdır. Bu bizim hadis külliyatında ve genel tarih yazımlarında da takip edilen usuldür. Buna karşılık son dönem siyer araştırmacılarının klasik kitaplardaki zayıf rivayetlerin tenkitiyle uğraştıklarını ve sahici Peygamberi tanıtmaya fırsat bulamadıklarını söyleyebiliriz.

Elimizdeki kitapta ise farklı bir tutum sergilenmeye çalışılmış. Karşılaştırmalı tarihçilik dahil antropolojik, sosyolojik, psikolojik, ekonomik ve siyasi bakış açılarıyla harmanlanmış bütünsel bir değerlendirme yapmaya gayret sarf edilmiş. Bu bağlamda Hicaz merkezli coğrafya ve toplumsal yaşam tarzlarının çok yönlü özellikleri yansıtılmaya çalışılmış. Bu nedenle risaletin merkezini oluşturan Mekke ve çevresindeki önemli gelişmeler anlatılırken olayların tarihsel arka planı ihmal edilmemiş, yaşanılan her durumun bir önceki gelişmelerle bağlantılı olduğu gösterilmek istenmiş. Dolayısıyla böyle bir bakış açısı sayesinde siyer konularının tarihin derinliklerinde kalmış hikâyeler dizisi olmadığı, her yaşam tarzında elan yaşanan dinamiklerle benzeştiği okura anlatılmış oluyor.

En nihayetinde bu çalışmada yapılmaya çalışılan şey, gereksiz ve önemsiz tarihsel ayrıntılarla okuyucuyu meşgul etmemek ve bir siyer felsefesi inşa etmektir. İnanan her çağın insanı için Kuran’ın rehber olarak gösterdiği son peygamberin hayatının bilinmesi ve bu hayatın genel ve detay dinamiklerinin bütünsellik içerisinde ortaya konmasıdır.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.