e-Medrese

Hadis-i Kudsî

Hadis-i Kudsî

Kudsî hadis, lafzı Hz. Peygamber’e manası ise Allah-u Teâlâ’ya ait olan sözlere denir. Hadis kitaplarında ‘Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur’ formunda gelen hadislerle karşılaştığımız zaman bunun kudsî hadis olduğunu bilmemiz gerek. İsterseniz kudsî hadise rivayet kitaplarından örnek vererek daha iyi anlaşılmasını sağlayalım:

عن أبي هريرة قال: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: ’’ إن اللهَ قال: مَنْ عَادَى لِي وَلِيًّا فقَدْ آذَنْتُهُ بالحَرْبِ وَمَا تَقَرَّبَ إلَيَّ عَبْدِي بِشَيْءٍ أحَبُّ إلَيَّ مِمَّا افْتَرَضَتْ عَلَيْهِ…‘‘ الحديث.

Rasûlullâh (sav) şöyle buyurdu: Allah-u Teâlâ buyurdu ki: “Kim dostuma düşmanlık ederse ona harp ilan ederim. Kulum bana, kendisine farz kıldığım şeylerden daha güzel bir şeyle yaklaşmamıştır.” Hadiste de fark edildiği üzere إنَّ اللهَ قال kısmı, hadisin Hz. Peygamber’den lafzen nakledilmesine rağmen haddi zatında hadisin manasının Allah-u Teâlâ’ya ait olduğunu gösterir. Kudsî hadislerde sanki Allah, Kur’ân-ı Kerîm ayetleriyle değil, hadislerle insanlığa hitap etmektedir. Hazır ayet hadis ilişkisine değinmişken kudsî hadisler ile ayetler arasındaki farklılıklara bakalım isterseniz:Kudsî hadisler, lafzen Hz. Peygamber’e (sav) manen Allah-u Teâlâ’ya ait iken ayetler hem lafzen hem de manen Allah-u Teâlâ’ya aittir.

-Kudsî hadisler namazda kıraat edilmezken ayetler namazda kıraat edilir.
-Kudsî hadisler haber-i vâhid olarak nakledilirken ayetler mütevatir olarak nakledilir.
-Kudsî hadisler, hadis kitapları içerisinde yer almakla birlikte hadis tarihinde müstakil olarak hazırlanan kudsî hadis literatürü de bulunmaktadır. Gelin, kudsî hadislere dair derlenen bazı eserlere göz atalım:

Zâhir b. Tâhir eş-Şehhâmî (ö. 533/1138) – Kitâbü’l-ehâdîsi’l-kudsiyye.
Muhyiddînİbnü’l-Arabî – Mişkâtü’l-envârfîmâruviye ‘ani’llâhmine’l-ahbâr.
Nevevî – el-Ehâdîsü’l-kudsiyye.
Aliyyü’l-Kârî – el-Ehâdîsü’l-kudsiyyetü’l-erba’îniyye

Son olarak bir meseleye daha değinmek faydalı olur. Bir hadis usûlü kavramı olan kudsî hadis, yaptığımız araştırmalara göre hadis usûlü kitaplarında müstakil bir konu olarak işlenmemiştir. Bu durum, aslında kudsî hadisin bir hadis ıstılahından ziyade farklı ilim dallarının bir konusu olduğunu gösteriyor. Zira tasavvuf literatüründe kudsî hadis olarak nitelenen birçok rivayet bulunmaktadır. Bu rivayetlerin sıhhati ayrı bir tartışma konusu. Ama en azından kudsî hadislerin hadis ilminin asıl konularından olmadığını bilmemiz gerek.

Bu makaleyi okuyanlar için tavsiye yazı: “Sahih Hadis

Kaynaklar

Çakan, İsmail Lütfi. Ana Hatlarıyla Hadis, Ensar Yayınları, 2016.
Buhârî, Ebû Abdillah Muhammed b. İsmâ’il el-Buhârî. el-Câmi’u’s-Sahîh, Beyrut 1432/2011.
İsmail Lütfi Çakan, Ana Hatlarıyla Hadis, s. 21.
Buhârî, “Rikâk”, 38. Ayrıca bk. Abdullah Aydınlı, Hadis Istılahları Sözlüğü, s. 152-153.

Latest posts by Muhammed Emin Ergüler (see all)

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

eMedrese bir İlmiye Vakfı projesidir.