Şerhu Maâni’l Âsâr – İmam Tahavi

İmam Tahavi (321/933) hadis ilminin ve Hanefi mezhebinin tanınmış ve mühim simalarındandır. Hadis ve fıkıh alanlarında yazdığı kıymetli eserlerle ilim ehlinin takdirini toplayan İmam Tahavi’nin en tanınmış eseri, ilim çevrelerinde bilinen adıyla Şerhu Maâni’l-Âsâr’dır. İmam Tahavi bu eserinde hadis ve fıkıh kombinasyonunun mükemmel bir örneğini sunmuş ve bu eser, onun ismini ilim ehli arasında ebedileştirmiştir.
İmam Tahavî, “Şerhu Maâni’l-Âsâr”da 100’e yakın hadis şeyhinden yaptığı yaklaşık 7300 kadar merfu, mevkuf ve maktu rivayete yer vermiş, birbirine muhalif hükümler ihtiva eden rivayetleri muhakeme ederek neticelendirmiş ve 29 ana başlıkta topladığı fıkhın ana meselelerini bu rivayetlerle temellendirmiştir.
Zaman zaman senet ve rical kritiği yaptığı eserinde İmam Tahavi daha çok, müteârız ahkam hadislerinin nasıl anlaşılması gerektiği noktasında hadis metinleri üzerine yoğunlaşmıştır.
Alimlerin ihtilafına sebep olan müteârız ahkam hadisleri alanında vücuda getirilmiş bir eser olarak “Şerhu Maâni’l-Âsâr”, yüzyıllarca fıkhın ve hususi olarak da Hanefi mezhebinin önemli kaynaklarından biri olmuş ve bir çok çalışmaya konu olmuştur.
Bu çalışmalar arasında özellikle bir başka Hanefi muhaddis olan Bedruddin el Aynî’nin eseleri müstesna bir yer tutmaktadır. el-Aynî, uzun yıllar el-Müeyyediyye medresesinde eseri okutmuş ve “Şerhu Maâni’l-Âsar” üzerine üç çalışma vücuda getirmiştir.
Bu üç çalışmadan ikisi eserin şerhi olup, biri de eser de geçen ricali incelemektedir. Bunlardan, eserin geniş şerhi olan “Mebâni’l-Ahbâr” mahtut, muhtasar şerhi olan “Nuhabü’l-Efkâr” ile ricalini inceleyen “Mağâni’l-Ahyâr” matbudur.
1 Ekim 1914’te Şeyhülislam Mustafa Hayri Efendi’nin gayretleriyle çıkarılan Islah-ı Medâris Nizamnamesine göre “Dâru’lHilâfeti’l-Aliye Medresesi” adını alan ve Osmanlı medrese sisteminin üçüncü safhasını teşkil eden medreselerin “Kısm-ı Âlî” bölümünde Şerhu Maani’l-Âsâr ders kitabı olarak belirlenmiştir. Nizamnameye göre her yıl ¼’lük kısmı okutulacak olan kitabın 4 yılda tamamlanması öngörülmüş fakat kitabın matbu nüshası bulunmadığı için bu gerçekleştirilememiştir.
Son devrin muhakkik âlimlerinden Düzceli Muhammed Zahid el-Kevseri de (r.h.), fıkıh melekesi kesbetme noktasında bir benzerinin olmadığını söylediği “Şerhu Mââni’l-Âsâr”ı, dönemin ezher rektörüne sunduğu lâyihada, sünnet ilimlerinin ihyâ edilmesi amacına matuf olarak Ezher’de okutulmasını zorunlu gördüğü kitaplar arasında zikretmiştir.
Eserin şu ana kadar ilmi bir neşrinin yapılmamış olması, okunması ve okutulması önündeki mühim problemlerden biridir. Yine de Aynî’nin küçük şerhi olan ve elimizde şu an iki farklı baskısı bulunan “Nuhabü’l-Efkar” içerisinde yer alan Şerhu Maani’l-Asar metni, kitabın müstakil baskılarından daha sağlam bir metindir.
Bu önemli eseri, fıkıh ilmi ile iştigal edenler ellerinden düşürmemelidir. Zira bu eser, hadis-fıkıh münasebetinin tesisi ve özellikle de kişinin fıkıh melekesi kazanması noktasında önemli katkılar sağlayacak meziyetlere sahiptir. Eseri medrese müfredatına kazandırma gayretleri de bunu göstermektedir.
ABDÜLKADİR YILMAZ
Bu makaleyi okuyanlar için tavsiye yazı: “Ahkâmu’l Kur’ân – Ebubekir Ahmed b. Ali el-Cessâs”
- Taberi Tefsiri - 6 Ocak 2022
- et-Telhısü’l-Miftah - 4 Ocak 2022
- el-İhtiyar li-Ta’lili’l-Muhtar - 3 Ocak 2022