e-Medrese

Hadis mi Değil mi? -1-

14.02.2021

أُمَّتِي لَاتَجْتَمِعُ عَلَى الضَّلَالَة

“Ümmetim dalalet üzerine toplanmaz.” 

İmam Sehavi bu sözün içerisinde geçtiği hadisin metnini senediyle birlikte tam olarak şöyle verir: Süleyman bin Ebi Kerime →Cüveybir Dahhak →İbn Abbas→ Efendimiz şöyle buyurdu:

“Allah’ın kitabında size ne verildiyse onunla amel edin, çünkü onu terk eden hiçbir kimsenin özrü kabul edilmez. Allah’ın kitabında bulunmazsa, benim geçmiş sünnetlerimde bulunanla amel edin. Geçmiş bir sünnetimde de yoksa ashabımın dedikleriyle amel edin. Muhakkak ki ashabım semadaki yıldızlar konumundadır. Hangi birine uyarsanız hidayete erersiniz ve ashabımın ihtilafı sizin için rahmettir.”

Deylemi’nin Müsned’inde, Beyhaki’nin Medhal’inde ve Taberani’de tahriç edilen bu rivayetin senedindeki Dahhak ile İbn Abbas arasında inkita/kopukluk olup, Cüveybir adlı ravi de Zaifün Cidden’dir. Muhaddis İbn Hacer el-Askalani “imamlardan birçoğu bu hadisin aslının olmadığını zannederler. Oysaki…” der ve Hattabi’nin hadis hakkındaki yorumlarını serdeder. (Sehavi, el-Mekasıdü’l-Hasene, 47)

Zerkeşi, bu sözü Nasr el- Makdisi’nin Kitabu’l-Hucce’sine, Hafız Iraki de Âdem bin Ebi İyas’ın Kitabü’l-İlmi ve’l-Hikem’ine yaslar. Ve Mürsel’dir, Zayıf’tır der. Bu iki imamın bu hadisin aslının olmadığına dair her hangi bir şey söylememeleri, üstelik Iraki’nin zayıftır, demesi hadisin merdüd olmayıp makbul kısmında olduğunun bir delildir. Ayriyeten Hafız Iraki İhya’nın tahricinde bu hadise takviye babından, Beyhaki’nin bu hadisi لَكُمْ رَحْمَةٌ اِخْتِ فَالُ أَصْحَابِي Ashabımın ihtilafı sizin için ra – mettir” lafızlarıyla Risaletü’l- Eşariyye’sinde Talik olarak, el-Medhal’inde ise İbn Abbas’tan müsned olarak zikrettiğini ve kendisi de hadisin senedinin zayıf olduğunu belirtir. Hadis İbn Abbas’dan merfu olarak bu lafızlarla Müsnedü Firdevs’de de mervidir.

Iraki gibi hadislerin sened ve metinlerini kritize eden muhaddis birinin, bu hadis üzerine zayıf demekten öte, olumsuz kelam etmemesi, üstelik zayıf da olsa lâfzen benzer bir rivayet getirmiş olması, bu hadisin manen olduğu gibi lâfzen de takviyelerinin var olduğunu gösterir.

Hattabi’nin hadisin manasını takviyeye dair görüşü:

İmam Sehavi Muhaddis İbn Hacer’den şunu nakleder: “Hocamın el yazısından şöyle bir şey okudum: Bu dillerde yaygınlık bulmuş bir hadistir. İbnü’l-Hacib el-Muhtasarı’nın kıyas bölümünde buna yer verir. İmamlardan birçoğu bu hadisin aslının olmadığını zannederler. Fakat Hattâbi, Garibu’l-Hadis’inde bunu açıklar ve der ki: Bu hadisi iki kişi eleştirir. Bunlardan biri arsız, diğeri de mülhittir ki, bunlar: İshak el-Mevsıli ile Amr bin el-Bahr el- Cahız’dır. Bu ikisi, eğer ihtilaf rahmet olsaydı, ittifak azap oluverirdi derler. Sonra Hattabi bu sözü (aşağıda nakledeceğim üzere) eleştirir. Hattabi bu hadisin kaynağının olduğuna dair sadra şifa bir söz söylemez, ama ona göre bu hadisin bir aslının olduğun hissettirir. Bu sözlerden İbn Hacer kaynak olabilecek bir şeyler kaydeder. (Sehavi, a.g.e, 47)

Hattabi hadisin manasına yapılan eleştiriyi cevaplarken dindeki ihtilafın üç kısım olduğunu söyler: Bunlardan birincisinin Allah’ın varlığını ve birliğini ispat konusu olduğunu, bunu inkâr edenin küfre gireceğini, ikincinin Allah’ın sıfatları ve meşieti konusu olduğunu, bunları inkâr edenin de bidatçı olacağı; üçüncüsünün ise dinde furu’ meseleler olduğunu, bunların da vecihlerinin bulunduğunu, bundaki ihtilafın ise hadisteki ihtilaf olduğunu beyan eder. (Acluni, Keşfü’l-Hafa, 1/76)

Sahih Müslim şerhinde İmam Nevevi’nin de bu hadisin manasını takviyeye dair kelamı vardır. (Nevevi, Sahihi Müslim bi Şerhi’nNevevi, 11/91) Acluni’de Keşfü’l-Hafa’sında ulemanın bu hadisin manasını takviyeye dair sözleri sebebiyle bu sözün şahitlerini getirmeye çalışmaktan geri durmaz. (Acluni, a.g.e, 1/76)

Dolayısıyla “ümmetin ihtilafının rahmet oluşu” nun doğruluğu “bu, akideviusuli konularda değil de furui meselelerdeki ihtilaftır” yorumuyla yerini bulmuştur. Bu tür ihtilaf rahmettir, yoksa diğerleri değil. İslam için muhtelif mezheplerin varlığının ya da sahabenin görüş farklılığının ancak bu şekilde doğru bir izahını yapabiliriz.

Hadisin yer aldığı diğer kitaplar ve İmam Subki’nin mülahazası:

Bu söz ayrıca usulu fıkıh kitaplarından İbn Hacib’in el-Muhtasar’ında, Sem’ani’nin Kavatıü’l-Edille’sinde, Zerkeşi’nin el-Bahru’l Muhit’inde, Subki’nin el-İbhac fi Şerhi’l-Minhac’ında ve hadis kitaplarından Deylemi, Beyhaki ve Taberani’nin eserlerinde bulunur. Bir hadisin ittifakla bu kitaplarda bulunması, hadisin sıhhatini ispat etmese de bir aslının varlığına delil sayılabilir. Nitekim usulu fıkıh ulemasının bu denli kabul gösterdikleri bu hadisin zayıf, mürsel de olsa bir senedi ve aslı vardır. Lafzını ve manasını takviye eden başka hadisler de vardır. Üstelik Sübki “bu hadisin bir aslı olmasaydı, Beyhaki bunu zikretmezdi” der. Zürkani Muvatta şerhinde (4/91) Suyuti’den şunları nakleder: “Belki de bu hadis bize ulaşmayan kitaplarda nakledildi. Çünkü büyük imamlardan birçokları bu hadisi kaynak olarak kullanmışlardır”.

Hulasa: Hadis zayıftır, fakat lâfzen ve manen hadisi takviye eden şahidleri mevcuttur.

Hadis hakkında ümmetin muhaddis ve fakihlerinden Beyhaki, Nevevi, Subki, Iraki, Zerkeşi, İbn Hacer, Sehavi, Suyuti ve Acluni’nin ifadelerini hiçe sayarak “recmen bi’l ğayb لَا لهُ أصْلَ مَوْضُوع mevzudur/ asılsızdır”gibi ifadelerde bulunmak, had bilmezlikten öte bir şey değildir. Bir hadisin sıhhati hakkında araştırmacı Albani’nin  Sahîhul Câmî / Zaifu’l Câmî gibi kitaplarına bakarak karar vermek ise enazından kolaycılık ve aceleciliktir.

أُمَّتِي لَاتَجْتَمِعُ عَلَى الضَّلَالَةِ

“Ümmetim dalalet üzerine toplanmaz.” 

Ahmed bin Hanbel Müsned’de, Taberani Mu’cemü’l-Kebir’de, Ebu Nuaym Hilye’de, Ebu Davud, Tirmizi ve İbn Mace Sünenlerinde, Hâkim Müstedrek’te ve başkaları kitaplarında farklı lafızlarla bu hadise yer vermiştir.

Hadisin örnek bir tam metni:

Tirmizi’deki metin şöyledir:

 إِنَّ اللَّهَ لَا يَجْمَعُ أُمَّتِي – أَوْ قَالَ: أُمَّةَ مُحَمَّدٍ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ  عَلَى ضَلَالَةٍ،

وَيَدُ اللَّهِ مَعَ الجَمَاعَةِ، وَمَنْ شَذَّ شَذَّ إِلَى النَّارِ

Allahَ / ümmetimi (ravi: ya da ümmeti Muhammed’i sallallahü aleyhi vesellem) dalalet üzerine toplamaz ve Allah’ın rahmeti cemaat üzerinedir. Cemaatten ayrılan Cehenneme ayrılmıştır.” (Tirmizi, Babü Lüzümi’l Cemaa, 2256)

Hadisin muhtelif senedleri:

Siracüddin İbnü’l Mülakkin;

أمَّتِي عَلَى خَطَأٍ لا تَجتْمَعِ “Ümmetim hata üzerine toplamazlar” başlığıyla hadisi uzunca kritize ederve “ عَلَى خطأ ” kelimesi yerine “ عَلَى ضَ لَالَة ” olarak meşhur olduğunu belirtir. Ardından bu hadisin sekiz tarikinden/senedinden bahseder.

Bunlardan;

1. Tarikin Hz. Enes yoluyla merfu olarak geldiğini, hadisi İbn Mace’nin rivayet ettiğini ve senedinde Kezzab/yalancı ravi bulunduğunu söyler.

2. Senedin sahabe ravisinin Malik el-Eşari olduğunu ve Ebu Davud ile Taberâni’nin rivayet ettiğini kaydeder. Ayrıca Senedin ta’n edilmediğini söyler.

3. Tarikin ravisi Ebu Zer’dir. Ahmet bin Hanbel rivayet etmiştir ve senedindeki bir ravi vâhin’dir.

4. ‘sünü İbn Ömer nakleder ve Tirmizi Sünen kitabında hadisi rivayet ettikten sonra hasen-ğarip’tir der.

5.’sinin sahabe ravisi Ebu Bekir elĞifari’dir. Taberani’nin M. Kebir’inde mevcuttur.

6. Sened İbn Abbas’dan gelir ve Beyhaki Medhalinde bu rivayet üzerine “ Bu hadisin Hz. Enes, İbn Ömer ve Ebu Malik elEşari’den şahitleri vardır” der.

7. Sened Ebu Mesud el-Ensari’dendir. Hâkim Nisaburi el-Müstedrek’inde bunu rivayet etmesinin akabinde “ bu Müslim’in şartına göre sahihtir” der. Son olarak ta “tek bir senedin sahih olduğunu yine Hâkim Nisaburi söyler ki, bu da 8. rivayettir. (Siracuddin İbnü’l Mülakkin, Tezkiratü’l Muhtac ila Ehadisi’l Minhac, 51. Hadis)

Hadisin metni, manası üzerine:

Hadiste belirtilen ümmetin dalalet/ isyan/sıratı müstakim dışı bir yolda toplanmayacakları hatta toplanamayacaklarının usule her hangi bir aykırılığının olmadığını

يَدُ الله عَلَى الجمعة / Allah’ın rahmeti cemaatin üzerindedir”, “ümmetimden bir fırka her daim hak üzere olacaktır”, “ümmetim fırkalara ayrılacak, (Bazı rivayetlerde 72, bazı rivayetlerde 73 olarak gecer.) aralarından bir fırka ise ehli necat olacaktır” gibi hadisler belirler.

Hadisin sıhhat değeri ve sonuç:

Sehavi der ki: Bu, metni meşhur bir hadistir, senedleri de çoktur. Merfu (Peygamberimizin sözü) olan ve merfu olmayan birçok şahidi (takviyesi) vardır. (Sehavi, a.g.e, 538) Buhari Şarihi Bedruddin Ayni, Umdetü’l Kari’de hadisi zayıf kabul eder. (Ayni, Umdetü’l-Kari, 3/78)

Hadisin yukarıda ta’dad edilen tarikleri arasından Ebu Davud’un rivayetinde inkita vardır. İbn Hacer bu rivayet hakkında bir yerde tüm tarikleri hakkında olumsuz kelam vardır derken, bir başka yerde ise hasendir” der. (Avnü’l Ma’bud, 11/325, 4233) Anlıyoruz ki, zayıf olan senedleri hadisi takviye ettiğinden rivayet sıhhat bakımından hasen derecesine yükselmiştir. Nitekim aynı minvalde Tuhfetü’l Ahvezi sahibi de hadisin icmaya delil olarak kullanıldığını, zayıf olsa da şahidlerinin bulunduğunu söyler. (Tuhfetü’l Ahvezi, Babü Lüzümi’l Cemaa) Yukarıda belirtildi ki, zaten İmam Tirmizi bu hadise hasen-ğarip der. Ayrıca Hâkim Nisaburi ise hadisin tariklerinden birini sahih kabul eder. Ve son olarak Heysemi, bu hadisi Taberâni’nin iki senedle rivayet ettiğini ve bu senedlerden birinin ravilerinin teki hariç -ki o da sikadır- hepsinin sahih hadis ravileri olduğunu söyler. (Heysemi, Mecmau’z Zevaid ve Menbau’l Fevaid, 5/393. Hadisin metnini ise şu şekilde verir:

وَعَنِ ابْنِ عُمَرَ رَضِيَ اللهُ عَنْهُمَا عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَنْ تَجْتَمِعَ أمَّتِي عَلَى ضَ لَالَةٍ فَعَلَيْكُمْ بالجمعة فَإنَّ يَدَ اللهِ عَلَى الجمعة

Hadis sahihdir; lakin muhaddislerden hasen, hatta senedlerinden birini baz almak suretiyle zayıf diyen de vardır.

مَا رَأَى الْمُسْلِمُونَ حَسَنًا فَهُوَ عِنْدَ اللِه حَسَنٌ

“Müslümanların güzel olarak gördükleri şey Allah katında da güzeldir.”

Hz. Peygamber sallallahü aleyhi vesellem’in sözü olarak “hadis değildir”. Sahabi Abdullah bin Mesud’un sözü olarak “mevkuf”dür. O şöyle demiştir: “Allah c.c kullarının kalbine baktı, Muhammed Aleyhisselam’ı seçti ve onu risaletle gönderdi. Sonra kullarının kalplerine baktı, onun için ashabı seçti ve onları dininin yardımcıları ve peygamberinin vezirleri kıldı. Müslümanların iyi gördüğü şey Allah katında iyidir, kötü gördüğü şey Allah katında kötüdür.” Sehavi der ki: Bu hasen bir rivayet olup “mevkuf”(sahabe sözü) dür. (Sehavi, a.g.e, 431)

Hz. Peygamber sallallahü aleyhi vesellem’in sözü olarak “hadis değildir”. Sahabi Abdullah bin Mesud’un sözü olarak “mevkuf”dür. O şöyle demiştir: “Allah c.c kullarının kalbine baktı, Muhammed Aleyhisselam’ı seçti ve onu risaletle gönderdi. Sonra kullarının kalplerine baktı, onun için ashabı seçti ve onları dininin yardımcıları ve peygamberinin vezirleri kıldı. Müslümanların iyi gördüğü şey Allah katında iyidir, kötü gördüğü şey Allah katında kötüdür.” Sehavi der ki: Bu hasen bir rivayet olup “mevkuf”(sahabe sözü) dür. (Sehavi, a.g.e, 431)

Bu mevkuf hadisi, Bezzar, Tayalisi, Taberani, Ebu Nuaym ile birlikte Ahmed bin Hanbel de Kitabü’s Sünne’sinde rivayet etmiştir. (Sehavi, a.g.e, 432)

Hafız İbn Hadi derki: Bu söz munkatı bir senedle, (“Munkatı bir senedle” şeklinde tercüme ettiğimiz kelimenin aslı ibarede: بِإسْنَادٍ سَاقِطٍ” dür. Hz. Enes’den merfu olarak rivayet edilmiş olsa da doğrusu Hz. İbn Mesud’un sözü olarak mevkuf olduğudur. (Acluni, a.g.e, 2/221)

İlk hadise dair not;

Hakkında bir son söz söylemek zor olan hadislerden biri olduğunun çok öncelerden beri farkında idim. Fakat bu öğrencilik yıllarımın ilk devirlerinden beri cevabını merak ettiğim bir hadis. Okuduğumuz Usulu fıkıh kitaplarında devamlı delil makamında kendisinden söz edilirken metnin hemen altında kitaba tahkik düşenlerin zayıf, hatta aslı olmayan mevzu bir rivayet olduğuna dair yazdıklarını okurduk. (Örnek kabilinden Şatıbi’nin [Darü İbn Affan baskısından] Muvafakat’ına tahkik yapan zatın dipnotuna bakılabilir 3/408. Ya da Albani’nin hadis hakkındaki yorumlarına.) İlk başlarda hadisin fukaha/ahnaf nezdinde sıhhatli, muhaddisler nezdinde mevzu olduğu zannı hâsıl oldu bende. Fakat öyle değilmiş. Araştırmam sonucu gördüm ki, muhaddisler katında dahi kabul görmüş hadisler arasındadır. İnceleme fırsatını bana bahşeden Rabbime hamd ederim.

ABDULLAH KÜSKÜ

Bu makaleyi okuyanlar için yazı tavsiyesi: “Hadis ve Sünnet Arasındaki İlişki Nedir?”

Latest posts by emedrese (see all)

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

eMedrese bir İlmiye Vakfı projesidir.