İlhadın Gölgesinde Bir Filozof: Ebubekir er-Razi
Ebubekir er-Razi

Razi, Platoncu bir çizgide olmakla birlikte, İslam düşüncesinde Tabiiyyun (Doğacılık) akımının önderliğini yapmıştır. İslam akaidine aykırı bir görüş ortaya koymasının yanı sıra Aristoteles felsefesine olan hasımlığıyla ün kazanmıştır.
Onun özelliği, aklı vahyin önüne geçirmesinden, böylelikle de daha rasyonalist bir felsefeye çıkacak yolu sonuna kadar açmasından ve dolaylı olarak da 5 ezeli ilke teorisi ve peygamberlik teorisinin reddidir.
Razi yorumcularına göre, onun doğalcılığı büyük ölçüde hekimliğinden kaynaklanır. Gerçekten de bilim adamı olarak kabul edilen ve orta çağın en büyük Müslüman alimlerinden biri olan Razi, felsefe ile tıbbın aynı kaynaktan geldiğini ve aynı araştırma yöntemlerini kullandığını düşünmüş, bu yüzden felsefenin tıptan bir adım ileri gitmemesi veya bir adım geri kalmaması gerektiğini öne sürmüştür.
Razi’ye göre filozof olmak hakikate sahip bulunmak değil, fakat yolda, hakikat yolunda olmaktır. Hakikat yolunda akıldan başka bir güç ya da ilkeye ihtiyaç bulunmadığını söyleyen Razi, Tanrı’nın aynı doğruları bütün insanlara ilham ettiğini öne sürerken, peygamberlik diye bir şeyin olamayacağını söylemiştir.
Beş Ezeli İlke ve Yaradılış

Razi sadece yaratıcının değil madde, ruh, mekân ve zamanın da ezeli olduğunu iddia etmiştir. Maddenin ezeli oluşu, yaratıcının da ezeli olmasını zorunlu kılar. Ezeli olan madde ise kendisinin kaim olabileceği bir yeri kaçınılmaz hale getirir. Aynı şey Razi’ye göre zaman için de geçerlidir.
Ruhun ezeliliğine gelince Razi bunu, maddenin ezeli oluşuyla açıklar. Ruh, tıpkı kendisi gibi ezeli olduğu maddeden ayrı bir varlıktır. Fakat o, özde yabancı olduğu maddeye yakıcı bir arzu duymuştur. Razi’ye göre yaratıcı, ruhun madde ile birleşebilmesi ve böylelikle de kendi arzusunu karşılayabilmesi veya tatmin edebilmesi için maddi dünyayı, fiziki evreni yaratmak zorunda kalmıştır.
Razi’de yaratıcının insanı kendi ilahi özünden yaratması da yine ayrı aynı ruh-madde ilişkisi ile bağlantılıdır. Buna göre yaratıcı ruhu maddeye olan bağımlılığından kurtarabilmek ve cismani tat ya da lezzetlere dalmış olan ruhu uyuşukluğundan kurtarmak için insana aklı göndermiştir. Başka bir deyişle yaratıcı aklı, bulunduğu yerde insanda uyumuş olan ruhu uyandırmak ve yaratılmış âlemin onun gerçek yurdu, mutlak saadet ve sükûn yeri olmadığını ona göstermek için gönderir.
Etik Anlayışı
Razi’ye göre felsefe yapmak, Platon’un söylediği üzere ölmeye hazırlanmaktır. Çünkü ruh, felsefe yoluyla maddeye olan bağımlılığından kurtulup mutlak bir özgürlük haline erişir. Aksi durumda her türlü kötülük ve erdemsizlik çıkar.
Bu makaleyi okuyanlar için tavsiye yazı: İslam’ı Felsefe ile Tanıştıran Filozof: Kindi
Referanslar
[1]https://islamansiklopedisi.org.tr/razi-ebu-bekir
[2]https://islamansiklopedisi.org.tr/tabiiyyat
[3]https://islamansiklopedisi.org.tr/aristo
[4]https://islamansiklopedisi.org.tr/madde
[5]https://islamansiklopedisi.org.tr/ruh
[6]https://islamansiklopedisi.org.tr/ezel
[7]https://islamansiklopedisi.org.tr/saadet
[8]https://islamansiklopedisi.org.tr/sukun–felsefe