e-Medrese

Devlet Adamı

09.09.2020

Devlet Adamı

Devlet Adamı diyalogu Platon’un en önemli eserlerinden birisidir. Yaşlılık dönemine aittir. Bu sebeple gençlik ve olgunluk dönemine ait eserlerinden farklılık gösterir. Ne gençlik dönemi diyaloglarının Sokratik tartışma metodu ne de olgunluk dönemi eserlerinde gördüğümüz hipotez yöntemi vardır bu diyalogda. Burada söz konusu olan diyalektik toplama ve bölme yöntemine benzer. Yani diyalog devlet adamının sanatını tanımlama çabası içerisinde, genel olarak sanata, özel olarak yöneticinin sanatına yönelik bir toplama-bölme uygulamasıyla açılır.

Devlet Adamı diyalogunu iki farklı konumda konuşlandırabiliriz. Şöyle ki siyaset ve hukuk felsefesi olması hasebiyle üç temel diyalogdan birisidir. Devlet ve Yasalar diyaloglarıyla bir üçleme oluşturur. Diğer taraftan yine konusunun siyaset adamı olması hasebiyle Theaitetos ve Sofist diyaloglarıyla bir üçleme oluşturur. Theaitetos diyalogu bilgiyi işler. Platon bu bilgi diyalogunun yanına Sofist ve Devlet Adamı’nı koymuştur. Bununla sanki iki farklı konumdaki insanın bilgi karşısındaki mevkiini tespit etmek istemiştir. Bu üçlünün yanına bir dördüncüsü olan Filozof’u da koymak istemiş fakat bunu gerçekleştirememiştir.[1]

Diyalogu kesin hatlarıyla olmasa da beş bölüme ayırabiliriz. Öncelikle eser yaşlılık dönemine ait olduğu için tartışmanın ana karakteri Sokrates değildir. Yabancı denilen bir kimse diyalogun ana karakteriyken bir de adı Sokrates olan bir genç vardır. Sokrates’in deyimiyle bu genç ile tek ortak noktası adlarıdır. [2]

Eserin ilk bölümünde bilginin ne olduğu ve kaç kısma ayrıldığı tartışılır. Yabancı bilgiyi öncelikle teorik ve pratik olarak ikiye ayırır. Aritmetik gibi yönetim bilimini de teorik kısma koyar. Teorik bilgiyi de “yönetim” ve “hüküm” olarak ikiye ayırır.  Bundan sonra yöneticinin yöneteceği nesneleri bulabilmek için detaylı bir tasnif yapar. 

İkinci bölümde Yabancı’nın yapmış olduğu tasnif kendisini tatmin etmediği için tartışmaya devam ederek meseleyi daha net bir hale getirmek ister. Bu aşamada Homeros’un İlyada’sında bulunan uzun bir masalın bir kısmını anlatır. Ve bu masaldaki tanrının yöneticilik sanatı üzerinden insan olan bir yöneticinin ne olduğunu tanımlamaya çalışır.

Üçüncü bölümde dokumacılık sanatı örneği ile yöneticilik sanatının çerçevesini çizmeye çalışırken dördünce bölümde devlet adamına bir takım ölçüler getirmeye çalışır.

Eserin beşinci ve son bölümünde ise devlet yönetme sanatının temel ilkeleri ve çeşitli devlet yönetim biçimleri incelenir.

Eser Platon’un tatminsizliği sebebiyle gereksiz bir biçimde uzar. İlk bölümde yapmış olduğu uzun tasnif sonunda küçük bir rahatsızlık duyar ve meseleyi etraflıca kavrayamadığını sezer. Ardından Homeros’a dayanmak ister. Açıkçası pek çok eserinde tanrıları küçümsediği ve bir sanat icra etmediğini iddia ettiği Homeros’tan medet umması bir okuyucu olarak bizi şaşırttı. İlyada’daki masalın da tatmin etmemesi üzerine meseleyi örnekler üzerinden ele almak istedi ki bana göre eserin en gereksiz bölümüydü. Bir netice ile diyalogu tamamlamak namına diyalektiği boş yere uzatıyor ve okuyucuyu sıkıyordu. Üçüncü bölümde kullandığı dokuma örneğini sonraki bölümlerde bir metafor olarak ele aldı ki bu da meseleyi karıştırmaktan ve kafa yormaktan başka bir işe yaramıyordu. Diyalogun en verimli ve ateşli kısmı son bölümüydü. Artık burada araştırılan mesele kendisini tam olarak ele vermese de tatmin edecek kadar açılıyor ve netice ortaya çıkıyordu.

“Yabancı: O halde krallık bilimi her ikisi de insani olan enerjik ve ölçülü karakterleri bir araya getirerek her iki hayatı anlaşma dostlukla bir araya getirdiği, böylelikle kumaşların en güzelini, en harikasını oluşturduğu, her kentte köle ve efendi olsun, tüm halkın bu kumaşın içinde olduğu, herkesin mekiği dokuduğu, kente durup dinlenmeksizin hak ettiği mutluluğu verdiği ve böylece onu emir ve yönetim altında tuttuğu zaman, devlet sanatının dokuduğu kumaşı, hiç aksamadan eridiğini söyleyebiliriz.

Genç Sokrates: Bize muhteşem bir tasvir çizdin Yabancı. Kral ve devlet adamının tasviri, işte budur.”[3]

LAKHES

Lakhes diyaloğu Platon’un gençlik dönemi eserlerindendir. Eserin ana konusu “cesaret” diyebiliriz. Fakat diyalog cesaretin tartışılması ile başlamaz.

Atina’nın bazı yaşlı vatandaşları eğitim üzerine konuşmaktadırlar. Çocukları için en iyi eğitimin hangisi olduğu mevzubahistir. O dönemde Atina’da üç çeşit eğitim modeli vardır. Bedenin gelişimine bağlı askeri eğitim modeli ve ruhun gelişimine bağlı felsefe, retorik eğitimi bunların en önemlileridir.

Yaşlı grup askeri eğitim modelini daha doğru bulur. Bu eğitimin iyi alınmasının ülkenin refahı ve geleceği için önemli olduğunu düşünür.

Sokrates de bu meclis içerisindedir. Ona da fikri danışılır. Önce eğitimin ana unsuru olan erdemi hangi tür eğitimin daha iyi vereceği konuşulur. Tabii bundan önce erdemin ne olduğunu belirlemek gerektir. Sokrat bunun için erdemden önce erdemin bir parçasını tanımlamayı önerir. Bu parça askeri eğitim modeli konuşulduğu için cesaret erdemi olur. Sokrates Lakhes’ten bu erdemi tanımlamasını ister. Cevap; savaşta yerinde durup kaçmadan cenk etmek olur. Ve ana kahramanın Sokrat olduğu apokretik diyalog başlar.

Lakhes’in ilk tanımı, diyalog içerisinde yaptığı ikinci tanım ve Nikias’ın tanımı Sokrates tarafından çürütülür. Böylelikle bir Platon diyalogu daha çözüme ulaşılmadan, üzerinde düşünülen kavrama efradını cami ve ağyarını mani bir tanım yapılmadan sonlanmış olur.

GORGİAS

Platon’un en heyecanlı, okuması en zevkli diyaloglarından birisi…  Eser “retorik” ana teması etrafında şekilleniyor. Ve yine iyilik, kötülük, ölçülülük, adalet, farklı perspektiflerden irdeleniyor. Eseri çekici kılan unsur ise; diyalogda Sokrat dışında konuşan karakterlerin şakirt değil Sokrat’ı açıkça eleştiren, zor durumda bırakan Atina vatandaşları olması. Münekkitlerin ölçüsüz hareketleri ve kuvvetli retorikleri çok defa Sokrat’ın sabrını sınıyor. Hal böyle olunca tek nefeste okunabilecek bir yapıt meydana geliyor. Ayrıca Platon’un esere adını vermiş olduğu Gorgias, Nihilizm öğretisinin ilk sözcülerinden olması hasebiyle de tarihte yeri olan bir düşünür.

Bu makaleyi okuyanlar için tavsiye yazı:
İki Kitap 5 Diyalog
Din Nedir
Augustinus ve İtiraflar’ı
Kritias ve Kharmides Diyalogları

Dipnotlar


[1] S.21
[2] S.36
[3] S. 115

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

eMedrese bir İlmiye Vakfı projesidir.