e-Medrese

Mezhebi Tefsir Metodu

05.09.2021

Mezhebi Tefsir Metodu

Mezhebi Tefsir Nasıl Ortaya Çıkmıştır?

Efendimizin hemen vefatından sonra ortaya çıkan ihtilaflar, zaman içerisinde fırkalaşmaları getirmiştir. Bir araya gelen Müslüman kimseler elbette aynı görüşleri paylaşıyor ve kısmen aynı hayat biçimini benimsiyorlardı. Çok sonraları önce makalat ardından fırka ardından da mezhep olarak tanımlanacak olan bu oluşumlar kendilerini naslara yaslayabildikleri müddetçe meşruiyet kazanıyor ve güçleniyorlardı. Dolayısıyla her fırkanın kendine has bir Kur’an ve hadis yorum metodu doğuyor ve her biri İslami doktrinleri hayata aktarmaya çalışıyorlardı. Bu çabanın bir ürünü olarak Mezhebi Tefsir’in ortaya çıktığını söyleyebiliriz.

Mezhebi Tefsirin Tanımı ve Mahiyeti

Mezhep, bilindiği üzere gidilen yol demektir. Terim olarak insanların takip ettikleri görüşler ya da doktrinlerdir. Bununla beraber zaman içerisinde oluşan müstakil itikadi ve fıkhi gruplaşmaların adı olmuşlardır. Fakat daha çok mezhep denince akla fıkhi mezhepler ya da mezheplerin fıkhi yönelimleri gelir. Bu sebeple önceden belirtmek gerekir ki Mezhebi Tefsir mefhumundan kasıt, Kur’an’ın fıkıh ayetlerini, hükümlerini ele alan tefsirler değildir. Daha çok mezheplerin itikadi anlayışlarını üzerlerine tesis ettikleri Kuran’ı yorumlama çabalarıdır.

Mezhebi Tefsir, ilk asırlarda ortaya çıkan siyasi, itikadi, fıkhi ayrışmaların nas temeline oturması için yapılan tefsir faaliyetlerinin neticesinde doğan bir türdür. Bu türün alt kollarını yine mezhepler bazında ayıracak olursak bunların önde gelenlerini; Ehli Sünnet, Mutezile, Şia ve Hariciyye olarak belirleyebiliriz. Her mezhebin kendine has kimi tarafları olsa da bu metodun bazı ortak özellikleri bulunmaktadır. Bunları maddeler halinde izah edebiliriz.

Mezhebi Tefsirin Genel Özellikleri

1- Her mezhebin kendine has bir tefsir yöntemi vardır. Bu yöntem aynı zamanda mezhebin genel eğilimlerini gösterir.
2- Mezhebi tefsirlerden kasıt fıkhi değil, mezheplerin itikadi görüşlerinin toplandığı kaynaklardır.
3- Mezhebi tefsirler, mezheplerin görüşlerinin naslar ile temellendirilmesi noktasında bir araç görevi görürler.
4- Mezheplerin de kendi içerisinde fırkalaşmalar bulunduğu için aynı mezhebe ait tefsirler kısmi farklılıklar barındırabilirler.
5- Mezhebi tefsirlerin tamamının gayesi İslami kaideleri, hayata uyarlamak ve Kur’ani bir hayat sistemi kurmaktır.

Ekoller Bazında Mezhebi Tefsirler

Her mezhebin itikadi görüşleri ve tefsir ameliyesinde uyguladıkları yöntem farklı olduğu için her birini farklı başlıkta ele almak daha doğru olacaktır.

Ehli Sünnet

Temel anlamda Efendimizin ve ashabının yolunu takip edenler ve onların koydukları çizgiyi koruyanlar demek olan Ehli Sünnet mezhebinin oluşum serüveni Ebu Hanife’ye (ö.150/767) dayanmaktadır. Ebu Hanife ile başlayan bu hareket daha sonraları onun öğrencileri ve selefe tabi muhtelif ulema tarafından devam ettirilmiştir. Bu anlayışa bağlı olarak bazı tefsir çalışmaları yapılmış fakat ta ki hicri dördüncü asra tam teşekküllü bir oluşum sergilenememiştir. Bugün Ehli Sünnet kelamından ve kaynaklarından bahsedebiliyorsak, şüphe yok ki İmam Maturidi (ö.333/944) ve İmam Eşari (ö.324/935-36) isimlerini zikretmemek hata olacaktır. Bu iki ismin öncülüğünde sünni kelam metot kazanmış, sistemleşmiş ve gelişmiştir. Dolayısıyla hem İmam Maturidi’nin hem de İmam Eşari’nin Ehli sünnetin mezhebi tefsirine çok büyük katkılarının olduğu inkâr edilemez bir gerçektir.

Ehli Sünnet Tefsirinin Kaynakları

Mezhebi tefsir noktasında Ehli Sünnet’in kaynakları oldukça geniştir. Zaman içerisinde hatırı sayılır bir literatür gelişmiş ve gelişmeye de devam etmektedir.

Bu meyanda şu müfessirleri ve tefsirlerini zikredebiliriz:

1- İmam Maturidi (ö.333/944), Tevilatü’l-Kuran
2- Fahrurrazi (ö.606/1210), Mefatihu’l-Ğayb
3- Beyzavi (ö.685/1286), Envaru’t-Tenzil
4- Nesefi (ö.710/1310), Medariku’t-Tenzil
5- Şirbini (ö.977/1570), es-Siracü’l-Münir
6- Ebussuud Efendi (ö.982/1574), İrşadu’l-akli’s-selim
7- Elmalılı Hamdi Yazır (ö.1942), Hak Dini Kuran Dili

Mutezile

Vasıl b. Ata (ö.131/738) ile tarih sahnesine çıkan Mutezile, her konuda olduğu gibi tefsirde de farklı bir metot izlemiştir. Fakat diğer mezheplerden farklı olmayarak, önce kendi doktrinlerini oluşturmuş ardından bunları naslar vasıtasıyla delillendirmeye çalışmıştır. Yüzeysel olarak değerlendirilecek olursa, Mutezile’nin tefsirde de aklı, nakilden önde tuttuğu görülecektir. Sahih naklin, salim akıl ile çelişmeyeceğini iddia eden Mutezile, akıl-nakil çatışmalarında rivayeti mutlak surette tevile tabi tutmuştur. Bu mezhebin genel tefsir özelliklerini maddeler altında inceleyebiliriz.

Mutezile Tefsirinin Genel Özellikleri

1- Tevhit ve adalete aykırı olan her şeyi itikattan temizlemek gayesiyle Mutezile tefsir faaliyetlerinde de aklı naklin önünde tutmuştur. Çelişki durumunda ise nasları tevil etme yoluna gitmiştir.

2- Bu tefsir yönteminde dil bilgisi son derece önemlidir. İlk olarak Kuran ayetleri dilsel açıdan kritik edilir. Kimi ibare ve kavramların tahlilleri yapılır.

3- Kavramların tahlilinde tecsim ve teşbihe düşme tehlikeli hasıl olduğunda ise yine tevil yolu tutulur.

4- Kimi ayetler Mutezile’ye göre semboliktir. Yani hakiki manada değildirler. Allah Teala insanların anlayabilmesi için tasvirlerde bulunmuştur.

5- Tevhit, adalet, vaad-vaid, menzile beyne’l-menzileteyn ve emr-i bi’l-maruf nehy-i ani’l-münker olarak Mutezile’nin beş prensibi kelami meselelerin tefsirinde uygulanmıştır. Fakat itikadi konularla ilintisi daha fazla olduğu için tevhit ve adalete prensiplerinin daha ön planda olduğu görülür. Hatta tefsirde uzmanlık için ve Kuran’ı en doğru şekilde anlayabilmek adına bu iki prensibin çok iyi kavranması gerekir.

6- Kur’an’da yer almasına rağmen Mutezile sihir ve büyüye inanmaz hatta inkar eder.

7- Ehli Sünnet’in kabul etmesine ve hak görmesine rağmen Mutezile evliyanın kerametini inkar eder, bu sebeple Kuran’daki pek çok ayeti de tevile tabi tutar.

Mutezile Tefsirinin Kaynakları

1- Ebu Müslim Muhammed b. Bahr el-İsfehani (ö.322/934), Camiu’t-te’villi muhkemi’t-tenzil.
2- Kadı Abdülcebbar (ö.414/1024), Tenzihu’l-Kurani’l-metain.
3- Ali b. et-Tahir, eş-Şerif el-Murtada (ö.436/1044), Gureru’l-fevaid ve düreru’l-kalaid.
4- Zemahşeri (ö.538/1144), el-Keşşaf.

Şia

Şia, bilindiği üzere Efendimizin vefatının akabinde Hz. Ali ve ailesinden gelenleri yani ehli beyti halifeliğe layık görenlerin fırkasıdır. Bu mezhebin oluşumunda en temel doktrin budur. Fakat imamet, velayet ve vesayet gibi konular da Şia’yı diğer mezheplerden ayıran unsurlardandır. İmamet, konusunda neredeyse tüm Şia fraksiyonları arasında ittifak vardır. Bunların tek istisnası Galiyye koludur. Diğer taraftan Şia terimi, bu mezhebin en mutedili olan Zeydiyye’den en radikali olan Karamita’ya kadar tüm alt kolları kapsar. Fakat Şia’nın tefsire yaklaşımını tespit için İmamiyye Şiası’na bakmak yeterli olacaktır. İmamiyye mezhebi Caferiyye olarak da bilinmektedir.

Şia’nın tefsir anlayışını maddeler altında inceleyebiliriz.

Şia Tefsirinin Genel Özellikleri

1- İmamiyye Şiası’na göre imamet, vahyin bir devamı niteliğindedir. Bu sebeple kesbi değil, vehbidir. Peygamberin tebliğ vazifesi onun terki dünya edişinden sonra imamlara kalmıştır. Dolayısıyla imamların ve imamet anlayışının tefsirde ehemmiyeti oldukça büyüktür.

2- Nasların bir zahiri bir manaları vardır. Zahiri manalar, batıni manaların gömlekleri gibidir. Asıl olan şey batıni manalardır.

3- İmamiyye Şia’sı temeli olmayan batıni tevillerde bulunur. Böylelikle nasların tahrifine neden olur.

4- Batıni mana ve zahiri mana arasında bir uyum söz konusu olmayabilir. Her ne kadar ilk bakışta görülebilecek bir bağlantı olmasa da mutlak surette görünmeyen bir irtibat söz konusudur.

5- Tevillere inanmak İmamiyye’ye göre vaciptir.

6- Kuran’ın zahiri tevhit, nübüvvet ve risalete çağırırken, batını ise imamet, velayet ve bunlara bağlı olan kimi hususlara çağırır.

7- Zamana göre Kuran’ın manaları değişebilir. Bu anlamda Kuran ayetlerinin anlamları hiçbir zaman sabit değildir.

8- Kuran’ın tüm manalarını keşfedebilmek ancak ehli beyte münhasırdır.

9- Kuran’daki kimi ayetler semboliktir yani hakiki manaları bulunmamaktadır.

10- Kuran’da imamet, mut’a[64] ve namaz vakitleri bulunmaktadır. Bunlar Ehli Sünnet’e göre batıni teviller yoluyla üretilmektedir.

Şia Tefsirinin Kaynakları

1- Kummi, Ali b. İbrahim (ö. Hicri 3 veya 4. asır), Tefsiru’l-Kummi
2- Tusi, Ebu Cafer Muhammed b. el-Hasen (ö.460/1068), et-Tibyan
3- Tabersi, Ebu Ali el-Fadl b. el-Hasen (ö.548/1153), Mecmeu’l-Beyan fi Tefsiri’l-Kuran
4- Sultan Muhammed b. Hacer el-Becahti (ö. Hicri 13. asır), Beyanü’s-sa’ade fi makamati’l-ibade
5- Tabatabai, Muhammed Hüseyin (1904-1981), el-Mizan fi Tefsiri’l-Kuran

Hariciyye

Hariciyye fırkası ilk başlarda hilafetin Hz. Ali’nin hakkı olduğunu düşünen mezheptir. Bu sebeple Hz. Ali’nin yanında olmuşlardır. Fakat sonraları tahkim olayı ile onun kafir olduğunu düşünmüşler, karşı safta yer almaya başlamışlardır. Meseleyi çok daha ileri götürerek Hz. Ali’nin kanını dökmüşlerdir. Dolayısıyla Hariciyye’nin Şia’nın mukabili bir fırka olduğu söylenebilir.

Hariciyye’ye göre Kuran’ın lafzı esastır. Yani zahiri manaya sahiptir. Batıni bir manadan söz edilemez. Diğer taraftan tevile karşıdırlar. Nasları olduğu gibi alırlar. Kuran onlara göre mahluktur. Sıfatlar tevile tabi tutulmadan Kuran’da yazıldığı gibidir. Amel, imandan bir cüzdür. Ve amelinde sorun olanın imanından şüphe edilir. Büyük günah işleyenin de yeri cehennemdir.

Hariciyye fırkasına mensup kimseler genellikle pek eğitimli olmayan kesimden oldukları için tefsir kaynakları gelişmemiştir. Medeni seviyeleri düşüktür. Fikri ve ilmi alt yapıları yoktur. Haricilere nispet edilen en önemli tefsir Muhammed b. Yusuf Itfiyyiş’e (ö.1332/1914) ait olan Hümyanu’z-zad ila dari’l-mead isimli eserdir.

Bu makaleyi okuyanlar için yazı tavsiyesi: “Tarihselcilik Metodu

Kaynaklar

TDV İslam Ansiklopedisi, Tefsir Maddesi.
Tefsir Usulü, Muhsin Demirci, İFAV Yayınları, İstanbul, 2017.
Tefsir Tarihi, Muhsin Demirci, İFAV Yayınları, İstanbul, 2017.
Tefsir Tarihi, İsmail Cerrahoğlu, Fecr Yayınları, İstanbul, 2015.
Ana Hatlarıyla İslam Mezhepleri Tarihi, Mustafa Öz, Ensar Yayınları, İstanbul, 2013.

BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.